EKONOMİK KRİZ NEDİR?
- 25.01.2020
- 0
Ekonomi; İnsanların mallar üretmek ve bu malları tüketmek üzere toplumun çeşitli üyelerine bölüştürmek için kıt veya sınırlı üretim kaynaklarını hangi şekilde kullandıklarının incelenmesine denir. Ekonomi genel olarak piyasa içerisinde mal ve hizmetlere olan arz ve talebin doğrultusunda meydana gelen ve ekonomik terimlerle adlandırılan olguların orta çıkmasıdır. Ekonomik kriz; ekonomik, mali, siyasi ve ahlaki krizin önceden tahmin edilemeyen ve bilinmeyen nedenlerden dolayı ortaya çıkmasına denir. Üretimde yaşanan hızlı bir daralma, fiyatlarda meydana gelen düşüş ( deflasyon ), fiyatlarda meydana gelen yükselmeler ( enflasyon ), şirketlerde meydana gelen iflaslar, işsizlik oranında meydana ani artışlar, ücretler konusunda meydana gelen azalmalar, borsada meydana gelen değişimler gibi faktörler ekonomik krizin meydana gelmesine neden olmakla beraber ülke ekonomisinin çökmesine ve ülke içerisinde karışıklıkların çıkmasına neden olabilmektedir.
Ekonomik kriz yıllardan beridir meydana gelmektedir. Yıllar önce en büyük ekonomik kriz 1.Dünya Savaşı sırasında meydana gelmiştir. Daha sonradan 2.Dünya savaşı sırasında da Rusya’ da meydana gelen ekonomik kriz, ülke içerisinde savaş ile beraber üretimin düşmesi, borsanın çöküş yaşaması ve işsizliğin artması da ülke ekonomisinin bitmesine neden olmuştur. Türkiye’ de 1980 darbesi ile beraber yaşanan ekonomik krizin baş göstermesi ile beraber, ülke ekonomisinde çöküntüler meydana gelmiştir. Ülke ekonomisinin durması ile beraber, üretimde azalma meydana gelmiştir, Ülke parasının değer kaybetmesine neden olmakla beraber işsizlik alanında da artmalar meydana gelmiştir. Ülke ekonomisinin bu denli değişmesi ile beraber siyasi alanda da durgunluk meydana gelmeye başlamıştır. Yaşanılan bu durum karşısında ülkeler arasında yapılan ticaretlerin de azalması ülke açısından büyük kayıplara neden olmaktadır. Türkiye’ de ekonomik kriz ile beraber ülke yönetiminde de meydana gelen değişiklikler ile bankaların yapmış oldukları faizlerde de yeniliklerin yapılmasına neden olmaktadır. Bankaların yerli olmamasından dolayı yapılan faiz oranlarındaki artış ülke ekonomisinde ve üretimde de azalmanın meydana gelmesine neden olmaktadır. Üretimde azalmanın meydana gelmesi dış ülkelere olan bağımlılığı artırarak daha fazla ithalat yapılmasına ve cari açığın ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Cari açık ile beraber gayri safi milli hasılanın azalması ve kişi başına düşen yıllık miktarın azalması ülkenin gelişmişlik seviyesinde de gerilemelere neden olmaktadır. Gayri safi yurtiçi hasılanın yapılan ithalatlar yüzünden düşmesi devlet içerisinde enflasyona neden olmaktadır. Enflasyon ile beraber ülke ekonomisinin kötüye gitmesi, işsizliğin artması ve Türk parasının diğer para birimlerine göre değer kaybetmesine neden olmaktadır. Enflasyon ile beraber kişi başına düşen gayri safi milli hasıla düşerek, kişilerin ihtiyaçlarını karşılamasında da büyük sorunlar ortaya çıkmaktadır. Kişi başına düşen gayri safi yurtiçi hasılanın azalması demek diğer gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler ile kıyaslanamayacağımız anlamına gelmektedir. 15 Temmuz 2016 yılında yaşanan darbe sırasında ülke ekonomisinin de çökmesi ile beraber üretimdeki verimliliğin azalması, işsizlik oranlarının artması, Türk lirasının dolar karşısında değer kaybetmesi ve bankaların yüksek faiz oranları uygulaması ülke ekonomisi için tehdit teşkil etmiştir. Ülke içerisinde yaşanan bu sorun gayri safi milli hasılanın azalmasına ve kişi başına düşen yurtiçi safi milli hasılanın azalmasına neden olmaktadır. Bu sorunun çözülebilmesi için yapılan yatırımların artması ülke ekonomisine destek niteliğindedir.
Ekonomik Krizi Önlemenin Yolları:
- İthalatta yapılan işlemlerin azalması
- İhracata daha çok önemin verilmesi
- Özel kurumların devlet himayesine alınması
- Teşvik edici uygulamaların yapılması
- Yapılan yenilikleri takip etmek
- Farklı pazarlar ve satış kanallarına odaklanmak
- İstihdam alanlarının oluşturulması
- Ülke içerisine yatırım yapılması
- Kaynakların verimli bir şekilde kullanılması
Bunların yapılması ile beraber ülke ekonomisinin güçlenmesine, gayri safi milli hasıla ve kişi başına düşen gayri safi yurtiçi hasılanın artmasına katkı sağlayacaktır. Gayri safı milli hasılanın artması ile beraber işsizlik oranlarında azalma, üretimde artış ve gelişmişlik seviyesinde ilerleme kaydetmiş olunacaktır.